Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim
Tevazu
TEVAZU
Ahmed Rufai Hazretleri, bir gün talebelerine:
- içinizde kim bende bir ayip görüyorsa bildirsin, dedi.
Müritlerinden biri:
- Efendim, sizde büyük bir ayip var, diye cevap verdi.
Ayibini talebesine soracak kadar kendini asmis bu mütavazi insan hiç kizmadi, talebesi böyle söylüyor diye üzülmedi, belki sadece ayibindan kurtulabilmek ümidiyle sordu:
- Söyle dedi, kardesim, o ayibim nedir?
Talebe gözleri dolu dolu:
- Bizim gibilerin size talebe olmasi, dedi.
Bu söz gönüllere çok tesir etmis, sohbette bulunan herkes aGlamaya baslamisti. Ahmed Rufai Hazretleri de aGliyordu. Bir ara sadece;
- Ben sizin hizmetçinizim, ben hepinizden asaGiyim diyebildi.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Evet, keske insanlar tabi olanlara bakip, tabi olanlarda, tabi olunani aramasalardi... Zira hem dün, hem bu gün o altin halkayi temsil eden büyüklerin etrafindaki insanlar, ne denli nezih olurlarsa olsunlar, onlari gösterebilmekte çok acizdirler. Bugün dahi, bir büyük gönül erinin yanina gelip giden insanlar; idareciler, gazeteciler, din adamlari, "Talebelerinin ufku hocalarinin çok gerisinde." demektedirler. Zaten, o cevher farkidir ki, sair madenleri kirlerinden arindirir.