Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


misyonerlik

KARDEsLERiM (bunu yazmayi seviyorum çünkü müslüman müslümanin kardesidir):) BU MiSYONERLiK OYUNU CiDDi Bi SORUN BiZ DiNiMiZi SAGLAM VE HAKKiYLA YAsAMALiYiZ.NESLiMiZE , ARKADAsLARiMiZA ,ÇEVREMiZE GÜZEL Bi sEKiLDE AKTARARAK GÖNÜLLERDEKi KiViLCiMLARi YANAN MEsALELERE ÇEViRMELiYiZ.

Arkadaslar misyonerlere kizmak yerine kendimize kizmaliyiz. 1400 senedir misyonerler hiç bu kadar rahat çalismamislardi. Ancak Müslüman Dünyasi müslümanliGi yasamak yerine bos heva-i heveslerle uGrasirken evimizde sokaGimizda misyonerler cirit atarken görüverdik birden. Müslümanlar kusuru önce kendilerinde görmelidir.

CEBiMiZDEN 10 LiRAMiZ ÇALiNSA ÜZÜLÜRÜZ.DiNiMiZ iMANiMiZ ÇALiNiYO,HiÇ FARKiNDA DEGiLiZ.MEVLAM UYNMAK NASiB ETSiN...........

Hiristiyan

NERLiAncak, günümüzdeki diyaloglar bu insani, sosyal boyut ile sinirli kalmadi. Dini inançlara ve yasayislara da yansitildi. Üç din mensuplarinin bir araya gelip “vahiy” “Tanri” inanci gibi konularda teologlar seviyesinde görüsmeler yapmalari, Papazlarin, Hahamlarin iftar yemeGine çaGirilmalari; Müslümanlarin, Kilisede onlarin Yortu ve Noel günlerine katilmalari bunun musahhas örneklerindendir.

iftar, Müslümanlar için dini muhtevali bir yemektir. Dolayisiyla islam dininin emrettiGi sekilde ve islami ölçüler içinde yapilir. H

Yaşadığım şehir anadolunun küçük ama şirin bir kenti.Burada suç oranı çok düşük olduğu için herkes rahat.birgün çalıştığım işyerine bir adam geldi.işle ilgili sorununu çözdük.bana siz hristiyanlık hakkında ne düşünüyorsunuz" diye abuk sabuk soru sordu.Bende hristiyanlık diye bir dinin aslında var olmadığını,peygamberleri isa'nın da gerçek bir yahudi olduğunu söyledim.bana yanıldığımı ve toplantılarına katılırsam gerçek dinin ne olduğunu anlayabileceğimi söyledi.bende kendilerine gerçek dinin bir hak dini olan islamiyet olduğunu ve asıl kendilerinin islamiyete yeniden dönerek Allaha sığınmaları gerektiğini söyledim ve bayan olmama rağmen tekme tokat işyerimden kovdum.İçimi en çok acıtan ise bana bunları söyleyen köpeğin nüfus cüzdanında Türk vatandaşı yazıyor olması ve bir zamanlar müslüman oluşu.Yüce Allahım kullarını doğru yoldan ayırmasın.

Hristiyan alemi, özellikle İngilizler, 18. asırdan itibaren, İslam alemine karşı uyguladıkları planları gözden geçirmeye başladı. Çünkü, asırlardıor uyguladıkları yıkma amaçlı planlar istenilen neticeyi vermemmişti.

Netice alabilecekleri yeni projeler üretmeye koyuldular. o güne kadar uyguladıkları taktik; güç kullanarak zorla hedefe varmaya yönelikti. Artık bundan vazgeçmenin zamanı gelmişti. Çünkü bu yolla Müslümanlara zarar veremedikleri gibi, onlar aksine güce karşı güç oluşturup blok halinde karşılarına çıkmaya başlamıştı.

Yeni projede, Müslümanları parçalayıp, birbirine düşürerek kaleyi içeriden fethetmeyi amaçlıyorlardı. Bunun için de, çeşitli ırk ve dildeki insanları tek vücud halinde dimdik ayakta tutan İslam dininin dejenere edilmesi, asli unsurlarından uzaklaştırılması, içinin boşaltılması gerekiyordu.

Yaptıkları araştırmalar neticesinde, bu birliği sağlamada, en büyük etkenin, halkın şeksiz şüphesiz inandığı, itimat ettiği İslam alimleri ve eserleri, halkın gözünden düşürüldüğü takdirde, kalenin surlarında bazı gediklerin açılacağını böylece içeri sızmanın çok kolay olacağını anladılar.

Birşeyi yapmak için de, yıkmak için de, o şeyi iyi bilmek gerekir. Bu prensip gereği, İslamiyeti en ince teferruatına kadar bilen binlerce casus yetiştirdiler. İslam alemine dağılan bu Müslüman görünüşlü, hatta alim kılıklı ajanlar, Müslümanların inancını hassas noktalardan karıştırmaya başladılar.İngiliz istihbarat servisi elemanlarından HEMPHER hatıratında İslam ülkelerinde beşbin elemanlarının bulunduğunu yazmaktadır.

Bu faaliyetlerin amacı ileride yapılacak "MİSYONERLİK" faaliyetlerine bir zemin hazırlamaktı. Çünkü, sağlam bir inancı olan Müslümanın, Hristiyan olamsı mümkün değildi. İnancı bozularak, boşlukta kalan kimseler ancak buna ilgi duyardı.

Çeşitli sinsi faaliyetlerle, İslam alimleri ve kıymetli eserleri gözden düşürülüp, halk doğrudan hadislere ve Kur2an-ı Kerim e yönlendirilince, bunlardan herkes kendi kafasına göre hüküm çıkarınca, acemi kaptanların elinde kalan rotasını kaybeden gemi gibi, İslam dünyası da alabora oldu.

Bu safhada, elde ettikleri İslam alimi bilinen kimseleri hemen devreye sokup, gemiyi kurtarmak gerekçesiyle "İSLAMDA REFORM" projelerini ortaya attılar. Aslında bu proje, gemiyi rotasına sokmak için değil, iyice rotadan çıkarmak gayesine yönelikti. Reform faaliyetleri ile gerçek İslamdan uzaklaştırılıp, "İSLAM" adı altında İslamla ilgisi olmayan inançlara itildi. Bunun için de, toplumlarda "İNANÇ BOŞLUĞU" oluştu. Maksat da buydu zaten; bunun ardında, 19. yy da "MİSYONERLİK" faaliyetlerine ağırlık verildi.

Hemen bunun arkasından da "MİSYONERLİĞE" takviye için, "DİNLERARASI DİYALOG ve HOŞGÖRÜ" projesi devreye sokuldu. Bu proje ile İslamiyetin içi boşaltılıp, onu, emir ve yasağı olmayan felsefi bir sistem haline getirmekti gayeleri. Bu, sondan bir önceki safhaydı. Bundan sonrası, "HIRİSTİYANLAŞTIRMA" prrojesidir.

ALLAH; MEHMET ORUÇ BEYEFENDİ DEN RAZI VE MEMNUN OLSUN...

Evet Mü'min kardeşlerim şu tv de çıkan dizi flimler... Sanki (haşa) bu tür grupların gücünün üstünde bir güç olmadığını beyinlere kazımaya çalışıyorlar. Hlbuki en güçlü ve kudretlinin ALLAH(C.C.) olduğunu ve onun biz insanlara gönderdiği İSLAM dininin tek din olduğunu biliyoruz. Lütfen bu dizi flimlere kendimizi kaptırıpta imanımızdan zerre de olsa ödün vermeyelim.

Sürçi lisan ettiysem affola........

bizler dinimizi hakkıyla yaşasak misyonerler ne yapabilirlerki
bir hocamız;
Bize bizdenbaşkası zarar veremez derdi hep çok doğru.

ADIGÜZEL

Bu konuda ne kadar durulsa azdır.

Aslında mesele; hristiyanlaştırmak da değil!
Asırlardır, türlü hile dolapları ile teşkil edilen ehli bidanın faaliyetleri neticesinde; paramparça edilen İslam hakikatlerinin zuhuruna engel olmaktır.
İnsanların, İslamı; saffı sahabede olduğu gibi algılayıp yaşamaması için bir nevi dinsizleştirme gayretidir.
Hristiyanlaştırma ise;taktik gereği takılan bir nevi kılftır.Elbette hiçkimse, dinsizliğe direk çağrılamaz.Bu işi dolaylı yapıyorlar.
Evet adıgüzel, sözleri de güzel olan kardeşimin dediği gibi;'''bizler dinimizi hakkıyla yaşasak misyonerler ne yapabilirlerki'''
Hakkıyla yaşamak!!Evet hakkıyla yaşamak için evvela hakkıyla inanmak lazımdır....Ehli bidanın oyunlarına gelmeden!!

Hem şu noktayı da burada tesbit etmeliyiz ki; Kur’an’ın asıl iki büyük müfessiri vardır; birincisi Kur’an ve ikincisi ise Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) sünnetididir. Şöyle ki:

Kur’an ayetleri birbirini izah etmekte ve bir ayetin icmalini diğer bir ayet veya ayetler tafsil ve tefsir etmektedir. Hem Resul-i Ekrem (A.S.M.) da risaleti haysiyetiyle Kur’an’ı insanlara açıklamış, ayetlerin hududlarını tayin etmiş ve yanlış te’villerden muhafaza etmiştir. İşte Hz. Peygamber’in ekser hadisleri bu minval üzeredir ki, Kur’an’ın ilk muhatabı ve en büyük talebesi olan bu Zat (A.S.M.) her hangi bir şey söylemiş ise muhakkak o, Kur’an’da ya sarahaten veya işareten mevcuddur. Bu hadislerin muhafız ve hamileri ise sahabe-i kiram hazretleridir. Onlar da bu hadisleri diğer insanlara ve kendilerinden sonraki asırlara sağlam bir şekilde ulaştırmışlar ve ümmetin muhakkik alimleri de bu emaneti onlardan almış ve yine sağlam bir tarzda kitablara kayd etmişlerdir. Bu sebeble Kur’an’ı yine Kur’an’la ve hadislerle ve fukaha ve müfessirlerin sahabeden alarak bize ulaştırdığı esasat üzerine izah etmek lazımdır. Çünki onlar muhkematdır. Nitekim hadis-i şerifte “Kim Kur’an’ı kendi re’yiyle, kendi kafasına göre tefsir ederse kafir olur” diye buyrulmaktadır. Hal böyle iken maalesef “müsteşriklerin” (yani İslam’ı iyi bilen ve onu tahrif etmek için çalışan gayr-i müslimlerin) yazmış oldukları kitablar alem-i islamda yayılmakla birçok müslüman Kur’an ve hadislerin gösterdiği ve Ehl-i Sünnet ulemasının tesbit ettiği sırat-ı müstakimden ayrılarak, fasid te’villerle batıl yollara zehab etmektedir. Bilindiği üzere müsteşrikler, gayr-i müslimlerden İslam’ı ve Kur’an’ı iyi bilen kimselerdir. Ve bunların tek bir hedefi vardır, o da sünnet- seniyyeden halkı çevirip din-i İslam’ı tahrib etmektir. Başta “Şaht” ve “Cold Tesihir” ve “Gaston Vit” olmak üzere ekseriyeti yahudi milletinden olan bu müsteşriklerin kitabları çeşitli hilelerle alem-i islama sokulmuş ve hatta islam aleminin birçok ilim yuvalarında ve üniversitelerinde onların kitabları esas ders kitabları olarak okutulmuş ve hala da okutulmaktadır. Ve bu kitabların te’siri altında kalan ve zahiren ilim adamı gözüken birçok kimse yetiştirilmektedir. İşte alem-i islamda, ehl-i ilim arasında görülen yanlış fikirlerin ve dalaletlerin ana müsebbibi budur.İşte bu müsteşrikler de Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) getirdiği din-i hakkı bozmaya çalışmaktadırlar. Heyhat!!! Hıfz-ı Rabbani altında olan Kur’an ve onun tefsiri olan sünnet, ezelden gelmiş ve ebede gidecektir. Hiçbir kimsenin Kur’an ve sünnetin gösterdiği din-i İslam’ı bozmaya gücü yetmeyecektir.
Dikkat edelim de; dinin hakikatı hakim olduğunda, kendimizi itiraz edenler safında bulmayalım!!!!!!

öz yurdunda garipsin

Anneler babalar!içi boş gençlik yetiştiriyorlar.Bir insanın nasıl maddi gıdaya ihtiyacı varsa elbette manevi gıdayada ihtiyacı var .Bizler izinsiz ısırılan bir elmanın geldiği yeri takib edib hakkını helal ettiren bir babaya sahib olan İmam-ı azam hazretlerini örnek almalıyız.
Zira zamanımızda haram helal karışmış durumda bir müslümanın vera sahibi olması gerekirken(Vera :harammı helalmi olduğu şübheli olan şeylerden kaçınmak yani şübheli o
lan şeyleri yabmamak)harama helale dikkat etmiyor.
Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde:"Dinin dümeni veradır "buyuruyorlar.
dini yaşamaya dikkat edilmedikçe elbette rotalar bozulacak,dinin dümeni ters yeri gösterecek.Sonuç olarakda dinini bir kaç dolara satan bir gençlik ve nesil ahlak hezayanına uğramış bir tobluluk meydana gelecekdir.Bizler hatayı önce kendimizde aramalıyız.Cenabı hak hepimize kolaylık versin..............

ELLERİN DERT GÖRMESİN...Çok iiii yapmşsın...Allah razı olsun Zeynep...


Hristiyanlık

MollaCami.Com