Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Cok ilginc..!, Müthis bir film...! Belgesel....!

Hazreti İsa’nın ölmediğine ve tekrar geri geleceğine inanan
fakat bu geri gelişin, ruh ve beden olarak değil de, şahsı manevi; uzlaşmaya, barışa, diyaloğa dayalı bir hareket, bir akım, bir esinti şeklinde olacağına inananlar.
İbni Teymiye, İbni Kayyım vb kimseler böyle inanıyor.

Fethullah Gülen de bu konudaki inancını şöyle dile getirmektedir:

“Bediüzzaman Hazretleri, genel yorumu itibariyle onu şahsı manevi olarak yorumluyor.
‘Bir şahs-ı manevi olarak gelecek’ diyor.
Buna kimsenin itiraz etmeye hakkı yok.
Şahs-ı manevi olarak gelecek demek, bir ruh, bir mana gelecek,
insanlar üzerinde bir esinti belirecek.
İnsanlar anlaşacak, uzlaşacaklar.
Ama böyle bir hareketin önünde bu işin bayraktarlığını yapan belki rehberler olacak.”


(Zaman, 30.3.2004, Fethullan Gülen’in röportajından)



Son devir Ehli sünnet alimlerinden şeyhülislam vekili
Muhammed Zahid el-Kevserî, Mısır’da bulunduğu sıralarda,
Hz. İsa’nın kıyamete yakın yeryüzüne ineceği meselesine dair
“Nazretu’n-Abira” isminde bir kitap yazmıştır.
Kevseri, bu konuda Kur’an-ı kerimde bulunan ayeti kerimeleri
ele alarak inceledikten sonra, bu ayetlerin
Hz. İsa’nın ineceğini çok açık, sarih, kesin bir şekilde ifade eder.
Üstad Kevseri konu ile ilgili hadislerin mütevatir derecesine
ulaşan hadisler olduğunu belirtir. Mütevatir hadis, her asırda
yalan söylemesi mümkün olmayan çok kimselerin bildirdiği hadislerdir.

Mütevatir hadislerin akide ve inanç konusunda kesin bir delil olduğu konusunda, alimler arasında tartışmasız kabul edilen müşterek görüşü hatırlatır.
Akide ve inanç konusunda mütevatir hadisler de Kuran ayetleri gibi bir kaynak oluşturur.

Bu konuda alimler arasında herhangi bir ihtilaf mevcut değildir.

Kevseri, Kuran ve sünnet naslarının yanı sıra,
bu hususta eskiden beri Müslüman alimlerin arasında görüş birliği (icma) olduğunu belirtir.
İslam alimleri, Hz. İsa Mesih’in kıyametten önce yeryüzüne ineceği ve
aynı zamanda zuhur edecek olan kötülük ve
şerrin lideri Deccali öldüreceği hususunda birleşmişlerdir.

“Üç dinden herhangi bir dine inanmak yeterlidir.
Mühim olan kelime-i tevhid inancıdır.
Hz. Muhammed’i kabul ve tasdik etmek ise
şart olmayıp bir kemal mertebesidir” diyorlar.
“Ehli kitap ile amentüde ittifak halindeyiz.” İddiasında bulunuyorlar.

(Ahmet Şahin, Zaman- 17.4.2000)

Nitekim, Fethullah Gülen,
“Kur’an-ı kerim, Kitap ehline çağrıda bulunulurken,
“Ey kitap ehli! Aramızda müşterek olan bir kelimeyi gelin.”
Nedir o kelime?
“Allahtan başkasına ibadet yapmayalım”.
Allaha kul olan başkasına kul olmaktan kurtulur.
İşte gelin, sizinle bu mevzu üzerinde birleşip bütünleşelim.
Kur’an devamla,
“Allahı bırakıp
da, bazılarımız bazılarımızı Rab edinmesin” diyor.

Dikkat edin, bu mesajda, “Muhammedün Rasûlüllah” yok.”
diyor.

(Hoşgörü ve Diyalog İklimi. S.241)

Fasıldan Fasıla kitabında da,
“Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını
yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir.
Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü,
yani 'Muhammed Allah'ın resülüdür'
kısmını söylemeksizin
sadece ilk kısmını ikrar eden
kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır... ” demektedirler.

(Küresel Barışa Doğru-131)



Halbuki ayet-i kerimede,
“Rahmetim her şeyi kaplamıştır”
buyurulduktan sonra,

“(Rahmetim) Allah'tan korkup, haramlardan kaçan, zekâtlarını veren ve ayetlerimize inananlar içindir” buyuruluyor.
(Araf 156)

Bundan sonraki ayette de,
“Ümmi peygamberime (Resulullaha) uyanlar için” buyuruyor.

Yine, ayet-i kerimelerde, “Allah indinde hak din ancak İslâmdır.”
(A. İmran 19)

“İslâmdan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.”
(A. İmran 85) buyuruluyor.

Şu âyet-i kerimeler de, Allaha iman için, Resulullaha inanıp itaat etmenin şart olduğunu bildiriyor:

“Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur”
(Nisa 80)

“Deki, “Allaha ve Peygambere itaat edin! Eğer itaat etmeyip yüz çevirirlerse,
(kafir olurlar)
Elbette Allah kafirleri sevmez.”
(Ali imran 32)

“Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, etmeyen Cehenneme gider”
( Feth 13)

Görülüyor ki, gayri müslimlerle aramızda iddia edildiği gibi bırakın ittifakı, benzerlik bile yok.

İFTİRA:"Kur’an-ı kerimin gelmesiyle yürürlükten kalkmış olan İncil ve Tevrat’ın hükümleri hâlâ geçerlidir. Bugünkü İncillere ve Tevrata inanan,Yahudi ve Hıristiyanlar da cennetliktir. Ehl-i Kitap ile ilgili âyetler,hadisler tarihseldir,dolayısıyla bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları değil o dönemin insanlarını bağlar.” Hoşgörü ve Diyalog İklimi S.155 -156..

CEVAP :Yukardaki ifade Fethullah Gülen hocaefendinin beyanı değilidir. Hoşgörü ve Diyalog İklimi kitabının hiç bir sayfasında bu ifadeler geçmemektedir. Bu ifadeleri hocaefendi hayatı boyunca ne yazmış ne de söylemiştir. Hatta Fethullah Gülen hocaefendiyi tanıyan hiç kimsenin yukarıdaki yalanlı iftiraya inanması mümkün değildir. İftiracılar iftirasına inandıcılık katmak için sayfa numarası vermeleri safi zihinleri daha kolay kandırma hilesinden başka birşey değildir. Eğer iddialarında samimi iseler sayfanın resmini çekip delil getirsinler. Ancak kendileri fitnelerini ortaya atıp kenara çekip seyretmekten başka şey bilmezler.

Biz kitabın sayfalarının fotoğraflarını çektik ve aşağıya ekledik. Bu iftiracıları Allah niyetlerine göre muamele etsin. Sağ duyulu halkımızın vicdanlarında da Allah ın uygun gördüğü akıbete uğrayacaklarından hiç şüphemiz yoktur.

aşağıdaki siteden kitap sayfalarına ulaşabilirsiniz:

iftiralar.org/fethullah-gulen-hocaefendiye-atilan-iftiralar/1118-qyahudi-ve-hristiyanlar-da-cennetliktirhosgoru-ve-diyalog-iklimi-s155-156q-iftirasina-cevap.html

Hic yazmadi diyorsunuz. Peki kacinci baskinin vphotografini xektiniz. Kiabin s ki n de aki baskilarinda degjisiklik yapilmadigi ne maloum


Serbest Kürsü

MollaCami.Com