Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Bir kafir,bir mürted nasıl ölür?

Bir kâfir, bir mürted, islâmiyeti beğenmiyen, Kur'an-ı kerime çöl kanûnu diyen,
insanların en üstünü, en şereflisi, Peygamberlerin efendisi Muhammeda (hâşâ) deve çobanı diyecek kadar ilim ve ahlâk yoksunu olan,

beşeriyyete huzur, saadet sağlayıcı, ilim, ahlâk, temizlik, sıhhat, adalet kaynağı, medeniyete ışık saçıcı islâmiyeti, ruhsuz, bir leş kutusu olan habîs kafası ile bağdaştıramıyarak, dinlere lüzûm yoktur diyecek kadar aşağılaşan, yularını nefsinin eline kaptırmış bir ahmak öleceği zaman, gözünden perde kaldırılır.

Cennet kendisine gösterilir.
Güzel bir melek ona:
(Ey kâfir! Müslümanlara gerici, şehvetleri peşinde koşanlara, ahlâk prensiblerini çiğneyenlere, aydın, ilerici diyen alçak! Yanlış yolda idin. Hak olan islâm dînini beğenmezdin. Muhammedın Allahü teâlâdan getirdiği bilgilere inanan, saygı gösteren bu Cennete gidecektir) der.

Cennetteki nîmetleri görür.
Cennet hûrîleri de: (Îman edenler, Allahü teâlânın azâbından kurtulurlar) derler.

Birâz sonra şeytan, bir papaz şeklinde görünür.
(Ey filan oğlu filan! O gelenler yalan söyledi. O gördüğün nîmetler hep senin olacaktır) der.

Sonra Cehennem gösterilir. Ateşten dağları, katırlar gibi akrepleri, çıyanları vardır. Hadis-i şeriflerde bildirilen azâbları görür. Cehennemdeki Zebânî denilen azâb melekleri, ateşten çomakla vururlar. Ağızlarından alevler çıkar. Boyları minâre gibi, dişleri öküz boynuzu gibidir. Gök gürültüsü gibi seslenirler. Kâfir bunların sesinden titreyip, yüzünü şeytana çevirir.

Şeytan korkusundan dayanamayıp, kaçar. Melekler yakalayıp şeytanı yere vururlar. Bu kâfire gelip: (Ey islâm düşmanı! Dünyada Resûlullaha inanmadın. Şimdi de meleklere inanmadın, mel'ûn şeytana yine aldandın) derler.

Boynuna ateşten zincirler takıp, ayaklarını başından aşırıp, sağ elini sol böğrüne, sol elini sağına sokup, arkadan çıkarırlar. Âyet-i kerime, bu hâli haber vermektedir. Bağırır, dünyadaki yaltakcılarını çağırır.

Zebânîler cevap verip: (Ey kâfir, ey müslümanlarla alay eden ahmak! Yalvarmak zamanı geçti. Artık îman kabûl olmaz, duâ kabûl olmaz. Küfrünün cezâsını çekmek zamanı geldi) derler. Dilini ensesinden çekerler. Gözlerini çıkarırlar. Türlü türlü çok acı azâblar yaparak, habîs ruhunu alır, Cehenneme atarlar.

Allahü teâlâ, Muhammedın dîninde ve yüce Peygamberin dînini doğru olarak bizlere ulaştıran Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı îtikatta olarak can vermemizi nasip eylesin! Âmîn.

''Bizde biri fasık olsa, galiben ahlâksız ve vicdansız olur. Zira arzu-yu mâsiyet, vicdandaki imânın sadasını susturmakla inkişaf edebilir. Demek vicdanını ve mâneviyatını sarsmadan, istihfaf etmeden tam ihtiyar ile şerri işlemez. Onun için, İslâmiyet, fâsıkı hain bilir, şehadetini reddeder. Mürtedi zehir bilir, idam eder. Hıristiyan bir zimmîyi ve kâfir muahidi ibka eder. Hanefî mezhebi zimmînin şehadetini kabul eder.
İcrâ-yı adalet, din namına olmalı, tâ akıl ve kalb ve ruh müteessir olsunlar, imtisal etsinler. Yoksa yalnız vehim müteessir olur. Yalnız hükûmetin cezasından korkar-eğer tahakkuk etse. Nâsın itabından çekinir-eğer tebeyyün etse.'' (Risale-i Nur,Hutbeyi Şamiye)

''Allah(cc), imanımızı; istikamet dairesinde muhafaza eylesin!!
___________________________________________________________________________
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde,gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecektir.

Allah razi olsun fırttıx kardeşim uzun zaman sonra tekrar yazmaya başlamış bulunmanız beni mesrur etti o güzel bilgilendirici cahilik perdesini yırtan yazılarınızla her daim katılımlarınızı bekleriz






--------------------------------------------------------------------------------------------------
...::Hiç bi edeb vasılı hüda olamaz::...


Fıkıh & ilmihal

MollaCami.Com