Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Hangi mallardan zekât verilmez?

HANGİ MALLARDAN ZEKÂT VERİLMEZ?

Zekât lügatte “artmak”, “zenginleşmek”, “bereketlenmek” ve bunların yanında “temizlenmek” manalarına gelir.

Zekâtın farz olması için zekât verecek olan kişide (müzekkî) ve zekâtı verilecek olan malda aranan birtakım şartlar vardır. Zekâta tabi olmayan malları anlatabilmemiz için öncelikle bu şartları belirtmekte fayda vardır.

Müzekkî yani mal sahibinde aranan şartlar:

1.Müslüman olması: Mal sahibinin Müslüman olması şarttır. Gayri Müslim olana zekât farz değildir;zira gayri Müslimlerden öncelikle istenen imandır. Mürted olan yani dinden dönen kişi daha sonra tekrar Müslüman olsa irtidat dönemindeki ibadetlerinden dolayısıyla o dönemdeki malının zekâtından mesûl değildir.
2.Hürriyet:Zekat verecek kişi hür olmalıdır. Köle ve cariyeler zekât vermekle mükellef değildir.
3.Akıl ve büluğ: Delilere ve büluğ çağına ulaşmamış olanlara zekât farz değildir.
4.Borçlu olmamak: Kişinin kula olan borcu zekâtın farz olmasına manidir.
5.Mala tam malik olmak: Mal,sahibinin elinin altında olmalı, malını kaybetmiş veya çaldırmış olmamalıdır.


Zekâtı verilecek olan malda aranan şartlar:

1.Nisabı tam olması: Nisab ki zekâtın farz olması için mala konan bir ölçüdür. Gümüşte 200 dirhem, altında 20 miskal;devede 5,sığırda 30,koyun ve keçide 40 adettir.
2.Malın namî yani çoğalıcı olması
3.Mala malik olduktan sonra üzerinden kamerî sene ile tam bir sene geçmiş olması
4.Asli ihtiyaçlardan fazla mal



Zekâtın vücûbunun şartlarını bu şekilde sıraladıktan sonra zekâta tabi olmayan malları da sekiz başlıkta sıralamanın mevzunun anlaşılmasını kolaylaştıracağını ümit ediyorum.


1.Asli ihtiyaç olması durumunda zekatı verilmeyen mallar:

•İçinde oturulan eve, giyilen elbiseye, evin zaruri eşyalarına,binek hayvanlarına,hizmet gören kölelere,kullanılan silahlara,aile fertlerinin bir senelik yiyeceğine,altın ve gümüşten olmayan kap kacak türü şeylere zekât lazım değildir.
•Bunlara kıyasla kullanılan otomobil,çiftçinin tarlasını sürmek için kullandığı traktörü,yük taşımak içim kullanılan kamyonet türü araçlar ticaret için olmadığı müddetçe zekâta tabi değildir. Çünkü bunlar asli ihtiyaçtır. Bu gibi araçlar vasıtasıyla kazanılan para nisâba malik oluyorsa o paranın zekâtı verilir.
•İlim ehlinin kitaplarına, sanatkârların aletlerine bununla birlikte kişinin dükkanında kullandığı aletlere de zekat yoktur. Mühendislerin kullandığı makineler, doktorların kullandığı aletler,biyolog,fizikçi ve kimyacıların laboratuarında kullandığı aletler vs. de zekâta tabi değildir.
•Fırıncının ekmek için satın almış olduğu yakacak ve tuz da zekâta tabi değildir. Ancak ekmeğin üzerine ekmek için satın alınan susam zekâta tabidir, denilmiştir.
•Bir attar (koku,baharat vs. satan kişi) kiraya vermek için şişeler veya torbalar satın alsa bunlar için de zekât yoktur. Çünkü bunlar satmak için değil, gelir getirmesi için satın alınmıştır. (Serahsî’nin Muhıyti)
•Bir tüccar, hayvanlar ve bunlarla birlikte hayvanların boynuna takmak için çan,yular vs. şeyler de satın alsa;ticaret için satın almış olduğu hayvanları satarken saydığımız çan ve yular gibi şeyleri de satsa bunların da zekâtı verilir. Ancak çan ve yular gibi şeyleri satmak için değil de sattığı hayvanların muhafazasında kullanmak için alsa zekâtları verilmez. (Zehıyre fetvaları)
•Bir kimse mülkünü kiraya verirken ticarete niyet etmemişse o mülk için zekât vermez.
•Kadınların takındığı elmas iğneler, gerdanlık, başlık, zümrüt, küpe, yüzük, kemer ve yelpaze gibi kıymetli eşyalar (bunlar altın veya gümüş değilse) nisab miktarını bulsa bile süs eşyası olarak kullanıldığı müddetçe zekâta tabi değildir.
•Ticaret için olan fakat senelerce hizmette kullanılan mallar da ticaret malıdır. Dolayısıyla zekâtı verilir. Ancak bu mallar daha sonra hizmette kullanılmaya niyet edilirse o halde zekâtı verilmez. Kişinin ticari amaçla satın alıp da satıncaya kadar kendisinin kullandığı araçlar (araba,cep telefonu,beyaz eşya vs.) gibi…


2.Borçlu olma durumunda zekâtı verilmeyen mallar:

•Kullar tarafından talep edilen borçların tamamı zekâtın farz olmasına manidir. Ancak hanımların nafakası borç sayılmadığından kocanın zekât vermesine mani olmaz.
•Nezirler,kefaretler,fıtır sadakaları,adak olan kurban ve hac gibi kullar tarafından istenmeyen borç Allah’a olan borç gibidir ve zekâtın farz olmasına mani değildir.
•Bir kimsenin 10 000 YTL borcu olsa,10 000 YTL de parası olsa,ticaret için olmayan lüks bir evi ve bir de hizmetçisi bulunsa o kimse zekat vermekle mükellef değildir. Çünkü elindeki 10 000 YTL borcunun karşılığıdır. Ev ve hizmetçi de asli ihtiyaçlarından sayılır. Ayrıca bu ev ve hizmetçi o kişinin zekât almasına mani olmaz.
•Borçlu olup borcunu çıktıktan sonra kalan mal nisâba malik olmuyorsa zekât lazım gelmez.
•Bir alacaklı,alacağından vazgeçip borçlunun borcu düştüğü zaman İmam Muhammed (R.A.)’a göre borcun düştüğü güne itibar edilir. Eğer üzerinden tam bir sene geçmiş ise o kimseye zekât farz olur.

3.Tam malik olmama durumunda zekâtı verilmeyen mallar:

•Bir kimsenin yine 10 000 YTL parası olsa, 10 000 YTL de alacağı olsa alacağını alıncaya kadar elinde bulunan 10 000 YTL nin zekâtını verir. Alacağı olan paranın zekatını vermekle para eline geçmediği müddetçe mükellef değildir.
•Rehin verilen mal veya para,rehin olarak bırakılmış kimsenin elinde bulunduğu müddetçe, rehin bırakan kimsenin de rehin alan kimsenin de bu maldan dolayı zekât vermesi gerekmez. Rehin bırakan kimse bu malı geri aldıktan sonra malın rehin kaldığı seneler için de zekât vermez.
•Yolcu olan kimselerin mallarından dolayı zekât vermeleri gerekmez.
•Ticaret için olan mal çırağa teslim edilip çırak kaçsa mal sahibi o maldan dolayı zekât vermez.
•Teslim almadan önce parası ödenmiş olan maldan zekât verilir. “Bu mal nisaba dahil edilmez” diyen alimler de olmuştur. Ancak sahih olan görüş zekâtın verileceği yönünde olan görüştür.
•Kişinin helal yoldan kazanmadığı mal kendisine ait olmadığından zekâtı yoktur. Toto ve benzeri piyangolardan çıkan para kumar yoluyla elde edilmiş olduğu için helal değildir,haram mala da zekât düşmeyeceğinden bu parayı sahibine vermek düşer.


4.Namî, yani çoğalıcı olmaması durumunda zekâtı verilmeyen mallar:

•Aslında bir kimsenin malı olan ve onun elinde bulunduğu sırada elinden çıkıp bir daha geri dönmesi mümkün olmayan mallara “mal-ı zımar” denir. Bu mal kişinin mülkünden çıkmıştır ve çoğalıcı özelliğini kaybetmiştir. İnkar edilen borç, zorla alınan mal, eğer şahitleri ve senetleri yoksa mal-ı zımardan sayılır. Mal-ı zımar ise zekâta tabi değildir.
•Eğer zorla alınan malın, inkâr edilen borcun, gasp edilen malın şahitleri, senetleri ve beyyineleri varsa o maldan zekât verilmesi farzdır.
•Gasp edilen otlak hayvanlar için gasp eden gasp ettiğini söylese bile zekât lazım gelmez.


5.Zekâta tabi olmayan hayvanlar:

•İmam-ı Âzam Ebû Hanife (R.A.) ile İmam Muhammed (R.A.)’e göre ticaret için olmayan atlar zekâta tabi değildir (Kâfî fetvaları). Yine İmam-ı Âzam (R.A.)’dan rivayet edilen sahih bir görüşe göre atlar için nisab yoktur, kıymeti üzerinden zekât verilir. Ticaret için olan atların hükmü diğer ticaret eşyasının hükmü gibidir. (Muzmarat)
•Eşekler,katırlar,parslar ve av köpekleri de atlar gibi eğer ticaret için olurlarsa zekata tabi olurlar. Aksi halde zekât gerekmez. (Sirâciyye fetvaları)
• Sâime olan yani otlayıcı olup mal sahibinin ahırda para ile alınmış yemle beslemediği veya ücret karşılığı olan merada beslenmiş olmayan deve,koyun-keçi ve sığır için zekât vardır. Sâime olmayan için zekât yoktur.
•Nisab arasında kalan hayvanlar için de zekât yoktur. Şöyle ki; sâime olan ve üzerinden tam bir sene geçmiş bulunan 40 koyundan 120 koyuna kadar bir koyun zekât verilir. Yani arada kalan 79 koyun için zekât yoktur. Keçide de hüküm bu şekildedir.
•Kuzular,oğlaklar,buzağılar ve deve yavruları için de zekât yoktur. Ancak bunların içinde bir tane de yaşını doldurmuş olan varsa, diğerleri de buna tabi olarak nisaba sayılır. Yani 39 kuzu ve bir tane de toklu dediğimiz orta halli bir koyun bulunuyorsa bunlar nisabı bulmuştur ve o orta halli koyun zekât olarak verilir. Eğer sene tamamlanmadan o koyun ölse İmam-ı Âzam Ebû Hanife (R.A.) ile İmam Muhammed (R.A.)’e göre zekât farz olmaz.
•Çalıştırılan,evde beslenen ve yük taşıyan hayvanlar için zekât olmadığı gibi sadece nesli için beslenen hayvanlara da zekât gerekmez. (Hidâye fetvaları)
•Sâime olmayan ,senenin tamamını veya birçoğunu,hatta yarısını evde besleyerek yetiştirilen hayvanlar (ki bunlara alûfe denir) zekâta tabi olmazlar. Mesela bir kimsenin 40 koyunu olsa bu koyunları 6 ay yiyeceğini parayla alıp beslese,6 ay da otlağa çıkarsa bu koyunlar alûfe hükmünde olduğundan zekâtları verilmez.
•Tavuk, kaz, ördek, hindi gibi kuş türünden olan hayvanlar hangi amaçla besleniyorsa, örneğin eti için, eti satıldıktan sonra elde edilen gelir nisabı buluyorsa elde edilen paranın zekâtı verilir. Kişinin evinde yumurtasından veya etinden faydalanmak için beslediği bu tür hayvanlar zekâta tabi değildir.


6.Zekâta tabi olmayan nakit paralarla altın ve gümüş:

•Altının nisabı 20 miskal (80 gr veya 80,14 gr veya 85 gr),gümüşün nisabı 200 dirhem (dirhem-i örfî’de 649 gr, dirhem-i şer’î’de 560 gr) dir. Altın ve gümüşün nisabı konusunda ağırlığına mı yoksa kıymetine mi itibar edileceği hakkında ulema ihtilafa düşmüşlerse de asıl olan ağırlığına itibar etmektir. Mesela 15 miskal ağırlığında altından yapılmış bir vazonun işlemesi,sanatı ve güzelliği bakımından 20 miskal altın değerinde olsa bu vazo nisabı bulmadığından zekât lazım gelmez.
•Nisabın sene içinde eksilmesi hükümsüzdür. Nisabın senenin başında ve sonunda bulunması gerekir. Şöyle ki;sene başında nisab miktarı altına sahip olan bir kimse sene ortasında fakir olsa ve sene sonunda elinde bulunduğu altın yine nisab miktarını bulsa, sene ortasında altınının nisabı bulmaması zekât vermesine mani olmaz.


7.Maden ve hazinelerden zekâta tabi olmayan mallar:

•İster tabiî olsun ister insanlar tarafından gömülmüş olsun yer altında olan mala “rikâz” adı verilir. “Kenz” ise gömülmüş olan şeydir (define). Altın ve gümüş, demir, bakır, tunç gibi madenler eğer bulan kişi sahip olduğu arazide bulduysa bu madenlerden bir şey alınmaz; aksi taktirde 5’te biri devletin geri kalanı bulanın olur.
•Üzerinde cahiliyye dönemine ait bir işaret, haç işareti ve domuz resmi gibi bir şey bulunan definelerin de beşte biri devletin geri kalanı bulanın olur.
•Yer altından çıkan, ve İslâmî bir sikke veya ibare taşıyan defineler “lukata” hükmündedirler. Bulan kişi fakir ise bulduğu onundur, değilse fakirlere veya devlete verir.
•Dağda bulunan yâkut, zümrüt, ve firûze adı verilen kıymetli taşlardan da bir şey alınmaz.


8.Zekâta tabi olmayan arazi mahsulatı:

•Araziden çıkan mahsulün zekatına 10’da bir anlamına gelen “öşür” adı verilir. Öşürde itibar arazi sahibine değil, araziyedir. Dolayısıyla mal sahibi deli de olsa çocuk da olsa hatta fakir de olsa o araziden çıkan mahsulden öşür alınır.
•Evlerin bahçelerindeki meyvelerden öşür verilmez. Ancak bu meyveler satıldığında elde edilen para nisabı buluyorsa zekâtı verilir.
•Meralardan biçilen otlar,dağlardan kesilen kerestelik ağaçlar, halkın istifadesine ait olan ağaçlardan elde edilen odunlar, çam ve çınar ağaçları (eğer ticarî değilse), ağaçtan çıkarılan sakız, reçine ve katran, kamışlar, deniz-göl ve arazi içindeki çaylardan avlanılan balıklar ve bunlardan çıkarılan inci ve amber, taze soğan ve sarımsak öşre tabi olmayan mallardır.

Mûcibince amel etmeyi nasib eyle ya Rab!...
***
Faruk AKTAŞ

Bu yazının hazırlanmasında istifade edilen kaynaklar:
• Hindiye fetvaları
• Büyük İslam İlmihali
• Gurer ve Dürer tercümesi
• Mültekâ tercümesi
• Zekât ve Verileceği Yerler (Fazilet Neşriyat)
• Fetvalar (Mehmed Emre)
• Osmanlıca-Türkçe Lügat (Ferit Devellioğlu)

Faruk aktaş kardeşim çok teşekkur ederiz çok güzel bilgiler bilgileri kayd ettim bilgisayara bize yardımcı olacak bilgiler ellerine sağlık arkadaşım çok iyi oldu Allah c.c. razi olsun inş








Bu dava saldırgan küfre ve onun zehirli oklarına karşı zırhlı ve tulgalı erlerden kurulu ordu yetiştirme davasıdır...

emeğinize sağlık allah razı olsun çok faydalı bilgiler....



--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşkta tıpkı ELİF gibidir, isminde gizlidir. Ama okunmaz, o olmadan da besmele sese gelmez, o herşeyin içindedir; hiç birşeyde görülme

Farukcuğum ellerine sağlık... Tebrik ederim.

Çalışman usûl yönünden fena değil. Tabii biraz daha farklı olsa, kaynakların detaylarını da numaralarla verebilseydin karşılaştırma daha kolay olurdu. Gerçi zekât mevzuu hemen her Müslümanın az ya da çok vakıf olduğu/olması gerektiği bir mevzu olduğu için pek de problem olmaz.

İfade ve imla yönünden fena değilsin. Bazı ufak-tefek hususların dışında... Bence yazmaya devam etmelisin. Oradan buradan onun bunun yazdıklarını kopyalamak yerine, kendi tarzını-üslubunu bulmaya-yakalamaya çalışmalısın. Sitelerdeki-forumlardaki o yanlışlara -en azından bizler- düşmemeye gayert etmeliyiz. Te'lifin ayrı, alıntının-aktarmanın ayrı, iktibasın ayrı metotları vardır. Bu usûle uymaya azami derecede çaba göstermemiz lazım. Göstermezsek neler olabileceğini söylemeye gerek yok. Ama gösterirsek kendimizin kârda olacağı da muhakkak.

Tasnifin de güzel. İnanıyor ve güveniyorum ki, ileride daha da farklı düzenlemelerle karşımıza çıkacaksın.

Kısacası bu bir başlangıçtır; devam edersen yazmaya, kabiliyetin nisbetinde zamanla mutlaka gelişecektir.

Bu vesileyle derslerinde, hizmetlerinde ve özellikle de hitabet ve kitabetinde başarılar diliyorum. Rabbim rızasından ayırmasın.

Not: Bundan sonraki çalışmalarını da direkt olarak siteye gir, fakat haberdar et ki, ilgilenebilelim. Teşekkür ediyorum.

Allah razi olsun kardfeşim emğinize sağlık mevla ilminizi artırsın inş

Değerli Halis hocam, dualarınıza (sizin ifadenizle)" binlerce amin" diyorum. Güzel değerlendirmeniz özellikle de teşvikleriniz için teşekkürler. Bu tür yazıları yazmak -bir de bu işin başındaysanız- oldukça zor oluyor. Farklı kaynaklarda farklı şeyler yazabiliyor. Gerçi belirttiğiniz gibi zekat mevzuunda kaynaklarda pek farklılık yok. Amel ile alakalı mevzu olduğundan okuyanı yanlış bilgilendirmek gibi bir korku mutlaka oluyor. Olması da gerekli diye düşünüyorum. Yardımlarınızla devam edeceğiz inşallah...
Hayırlı Cumalar...

Allah razı olsun kardeşim emeğine sağlık mevla zai etmasin

Faruk kardeşim bu ilmi araştırman için bütün din kardeşlerim adına teşekkür ediyorum bizleri en ince ayrıntısına kadar aydınlattığın için Cenab-ı Hak da senin yolunu aydınlatsın
saygılarımla

Amin tebessüm 3384 kardeşim ne güzel dua bu böyle. Cenab-ı Hak senin yolunu da aydınlatsın..Bu arada şiirlerinden de bizleri mahrum etme.
Yorumun ve ilgin için teşekkürler,sağlıcakla kal....

Faruk , gardaş çok güzel bir çalışma olmuş. Emeklerine degmiş.:) Allah (c.c.) razı olsun. Rabbim , yolunda ve yolumuzda bizleri muvaffak etsin kardeşim.

Selametle...

------------------------------------------------------------
"O erler ki;gönül fezasındalar,
Toprakta sürünme ezasındalar.
Ne cennet tasası ve ne cehennem;
Sadece Allah'ın rızasındalar.. "

Ellerinize sağlık mühim bir mevzuya temas etmişsiniz .Allah razi ve memnun olsun kardeşim

SELAMLAR.............

İlgi ve yorumlarınız için teşekkürler,kardeşlerim. Mevlam mûcibince amel etmeyi nasib etsin.

Allah razı olsun kardeşim emek verilerek yazılmış bir yazı ellerini sağlık devamını bekleriz......

zekat ile ilgili bilgi arıyordum, bu yazıyı buldum. araştıran arkadaşlara teşekkürler Ayrıca siteye de yeni katıldım, çok güzel bir site. Hazırlayanlardan Allah razı olsun.


Fıkıh & ilmihal

MollaCami.Com