Bölümler | Kategoriler | Konular | Kitaplar | İletişim


Hareket Ordusu'nu da masonlar yönetti

Üstad-ı Azam'dan mektup!


Masonlar Büyük Locası Üstadı Celil Layiktez, masonların Abdülhamit'in devrilmesi ve İkinci Meşrutiyet'te oynadığı rolü açıkladı. Layıktez, "Hareket Ordusu'nu da masonlar yönetti" dedi


Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstadı ve locanın resmi yayın organı Tesviye Dergisi'nin editörü Celil Layiktez, dünya masonlarına 'İslam Ülkelerinde Masonluk' başlıklı İngilizce bir makale yayınladı. Makalesinde, Osmanlı Devleti'nde masonluğun nasıl kökleştiğini anlatan Layiktez, 2. Abdülhamit'in tahttan indirilmesine giden süreçte masonların oynadığı rolü değerlendirdi. Mason üstadı Layiktez, 1908'de 2. Meşrutiyet'in ilanından sonra 'İslamcıların' İstanbul'da ayaklanma çıkardığını ve bu ayaklanmanın Hareket Ordusu tarafından bastırılarak Sultan Abdülhamit'in tahttan indirildiğini söyledi. "Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" diyen Layiktez, "Sultan Abdulhamit'e tahttan indirildiğini tebliğ eden 5 milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı masondu" dedi.

ELİMİZDE BELGELER VAR

Makalesiyle ilgili olarak BUGÜN'ün sorularını cevaplayan Celil Layiktez, yazıyı İtalyan masonlarının isteği üzerine kaleme aldığını söyledi. Yazıyı İtalya'da masonların üye olabildiği masonik bir internet sitesinin tarih kütüphanesine de gönderdiğini anlatan Layiktez, iddialarının arkasında durduğunu vurguladı. Layiktez, Abdülhamit Han'ı tahttan indirenlerin masonluğu ilgili olarak, "Elimizde yeterli belgeler var. Bu 5 kişinin mason olduğuna eminiz" dedi.

ORDUDAKİ MASONLAR

Hareket Ordusu'nda Muhtar Paşa'nın mason olmadığını belirten Layiktez, "Karargah subayı Mustafa Kemal'in ise mason olup olmadığı kesin olarak bilinmiyor. Ama subayların içinde, masonların sayısı çok fazlaydı. Selanik'teki Hareket Ordusu'nu organize eden İttihat ve Terakki, Emmanuel Karasu'nun başkanı olduğu locada organize oluyorlardı. Hatta o kadar çok subay var ki, bir kısım subay er üniformasıyla hareket ordusuna katıldı. Mustafa Kemal'in mason olup olmadığı ise kesin olarak bilinmiyor" dedi. Layiktez, mason localarının 1935'te Mustafa Kemal tarafından kapatıldığının hatırlatılması üzerine, "Kapatmadı. O olay başka türlü gelişti" diye konuştu. Tarihçi Mustafa Armağan, Hareket Ordusu içinde masonların bulunduğu iddiasını doğruladı. 31 Mart Vakası'nın geniş değerlendirilmesi gereken bir olay olduğuna işaret eden Armağan, "Siyonizm çok komplike bir olay. Masonların sahiplenmesi doğal. 'Modern Türkiye'yi biz kurduk. Osmanlıyı biz bitirdik. Dolayısıyla bize şükran duyulması lazım' diyorlar. Böyle bir noktaya getirmek istiyorlar. Masonluğa giriş o zaman zannediyorum belirli bir dış bağlantıları sağlamlaştırmak, etraf oluşturmak gibi kaygılardan kaynaklanıyordu" dedi.

Ali KUŞ / İSTANBUL

bilgi için teşekkürler allah razı olsun

Allah-ü Teala cümlemizden razı olsun kardeşim. Ben teşekkür ederim. Rabbim bizi bu insanların şerrinden muhafaza etsin.

selametle
güvercin

Allah razı olsun paylaşım için...

'Modern Türkiye'yi biz kurduk. Osmanlıyı biz bitirdik. Dolayısıyla bize şükran duyulması lazım'


bunlara edilecek teşekkür bizim ağzımıza yakışmaz. Allah versin hakettiklerini...

evet kardesim güzel bir konuya deyindiniz allah razi olsun ellerinize saglik











bu yolda birazcik yorulmak en büyük sevincdir

Allah razı olsun kardeşim. artık uykudan uyanıp gerçek tarihimizi öğrenme vakti geldi de geçiyor.

Evet, masonlar tam da tahmin ettiğim gibi bu olayda da parmakları olduğunu itiraf etmiş. O günlerde, devletin kadrolarına, her yere sızmışlardı zaten! Ancak, Atatürk mason değildi! Gerçek bir mason olması mümkün değil zaten. 31 Mart Olayı'nı da incelediğimizde Atatürk'ün İttihat ve Terrakicileri de kullandığını görüyoruz. Ve İttihat ve Terraki Cemiyeti'inde de bol miktarda mason vardı, Hareket Ordusu'nda da. Mustafa Kemal hepsini iyi idare etmiş. Ama sonra hepsini kağıt gibi buruşturup attı çöpe(İşini bitirdikten sonra!). Yani İttihat Terrakiyi ve de masonluğu. Locaları 1935'te o kapatmıştır. Olay yarı resmi gerçekleşti. Zaten, Atatürk Çankaya Köşk'ündeydi o dönemde. Her ne kadar öyle olmadı diye yalanlasalar da!! Çünkü, locaların kapatılmasında görünürde Atatürk'ün izi yoktu. Ama, ilgili dosyayı hazırlayan(kapatılma için) ve meclise sunulması için gönderten ta kendisidir.
Tabi bu işlem için bir yasa çıkartılmadı.
Kendilerini feshetmeleri sağlandı! Ne yazık ki 1948'de İnönü'nün yaptığı büyük bir hatadır ki tekrar açıldılar. Şimdi, bugün Modern Türkiye Cumhuriyeti'ni biz kurduk, her şeyi biz planladık diye övünüp kendilerini avutmaya çalışıyorlar ya, ağzımla değil başka tarafımla gülesim geliyo... :))


Incelenecek Konular

MollaCami.Com